Naci Görür İstanbul depreminin açıklaması nedir? Naci Görür İstanbul’da deprem beklentisi nedir?
6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinin ardından jeolog Prof. Dr. Naci Görür , Habertürk’te canlı yayında Eren Eğilmez’in sorularını yanıtladı. İstanbul’daki olası depremle ilgili yaptığı açıklamanın ardından Naci Görür’ün İstanbul’daki depremle ilgili açıklaması ne oldu? Naci Görür İstanbul’da deprem beklentisi nedir? Sorular tekrar gündeme geldi.
NACI GÖRÜR İSTANBUL HİSSESİ AÇIKLAMASI NEDİR?
Naci Görür, katıldığı canlı yayında İstanbul’daki olası depremle ilgili dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Beklenen İstanbul depreminin 7,2 ile 7,6 büyüklükleri arasında olacağını belirten Görür, “Beklediğimiz deprem öncelikle Kumburgaz Fayı üzerinde olacak. Bu deprem olursa 6 Şubat’taki depremden daha fazla hasara yol açar. 2,5 milyon kişi Risk altındadır.”
“SOKAKTA İKİ EV YOK OLURSA ORALARI UNUTUN”
Görür’ün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle; “İstanbul’da beklenen sarsıntı 7,2’nin ortasında 7,6’ya değişiyor. Orası kesin. Bilimsel çalışmalar bunu gösteriyor. Bu deprem olursa 6 Şubat’taki depremden daha fazla hasar verecek. Sokaktaki iki ev yıkılsa, boşverin ne yardım getirebilirsiniz ne de 600 bin ev yani her evde 4 kişi düşünün apartman gibi düşünün 4 kişiden 2.5 milyon kişi ölümle karşı karşıya kalacak can kaybı neden olacak inanılmaz olacak.
“DEPREMİN ÖNCE KUMBURGAZ FAYINDA OLACAĞINI BEKLEDİK”
Deprem Marmara Denizi’nde olacak. İstanbul’da fay kırılması diye bir şey yoktur. İstanbul dediğimizde İstanbul’da imkansız bir fark yaratıyor ya da öyle bir şey yok. Marmara’da 160 km uzunluğunda bir faydır. Beklediğimiz deprem öncelikle Kumburgaz Fayı üzerinde olacak. İstanbul’dan Tekirdağ’a kadar olan bölgeler depremden etkileniyor. Etkilenecek alanın genişliği depremin büyüklüğünden zemine, yapı stoğuna kadar değişmektedir. Doğudan güneyde Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’ya kadar etkilenir. Depremin olduğu yerden uzaklığınız, temelin ne kadar sağlam olduğu gibi etkenlerden dolayı depremin şiddetini daha az hissedebilirsiniz. Sahile yakınsınız, yeriniz güzelse, statiği ve projesi birbiriyle uyumluysa, büyük ihtimalle o binadan canlı çıkacaksınız. Bina zarar görmez demiyorum. Ama sahibini canlı yakalar. Hiçbir bina çatlamaz demiyoruz.
“AFAD PLANLAR PROGRAMLAR YAPTI”
24 yılda İstanbul bir şoka hazır olabilirdi. Ancak İstanbul şu anki haliyle depreme hazır değil. Hiçbir şey yapılmadı diyemeyiz. Başlangıçta, Acil Afet Yönetim Merkezi kuruldu. Belediyeler ona göre çalıştı. Her mahalleye konteynerler yerleştirildi. İstanbul Valiliği hastane ve okulları elden geçirdi. Viyadükler, yollar, köprüler yapıldı. Takım halinde tatbikat yapıldı. AFAD plan ve programlar yaptı. Hazırlıklar yapıldı. Ama bunlar yeterli değil. Bu eylemlerin çoğu ya afet odaklı ya da masada kalıyor. 16 milyon kişinin yaşadığı evler depreme hazır değildi. Vatandaşlar evlerini depreme hazırlamadı. Vatandaşın suçu yok. Devletin gözetim, denetim ve sorumluluğu altında yapılmalıdır. Vatandaş ve Yerel Yönetim ile Merkezi Yönetim kol kola verir ve çalışırsa yapılabilir. Ne yapmamız gerektiği belirlendi. Bir şehir, yönetim ve yönetim sistemi, insanlar, altyapı, bina stoğu, çevre ve eko-sistem, ekonomiden oluşur.
“DEVLET VE BELEDİYE ORDUSU OLMADAN BU İŞ BAŞARILI OLAMAZ”
Altyapı yol, köprü, viyadük, kanalizasyon işi, içme suyu şebekesidir. Doğu Anadolu’daki depremde 10 şehrin başına gelenleri gördük. İstanbul’un altyapısını depreme dayanıklı hale getirmeli ve kontrol altına almalıyız. Bugün yerel yönetim altyapı çalışmaları yapıyor. Belediyenin belli bir bütçesi var. Devlet ve belediye kol kola olmadan bu iş başarılamaz. Sadece belediyeyle değil, sadece hükümetle de değil.”